Türkiye’de üretilen ilk SUV ve Hybrid model olma özelliğini taşıyan Toyota C-HR, satışa sunulmasından 3 yıl sonra yeni yüzü ile karşımızda.
Toyota’nın hybrid otomobillerdeki başarısını artık hepimiz biliyoruz. Ülkemizde de ilk hibrit modeli satışa sunmamış olsa da hibrit denildiğine akla gelen ilk marka da Toyota. Herkesin aklında elektrikli araçlarla ilgili birçok soru işareti var. Peki hibrit – veya elektrikli araç nedir?
Hibrit, TDK’nın anlamıyla iki farkli güç kaynağının bir arada bulunması olarak tanımlanmış. Hybrid otomobiller halk arasında kendini şarj eden otomobiller olarak tanınıyor ki pratikte de çok yanlış bir tanım olduğunu söyleyemeyiz. Piyasadaki elektrikli araçları hibrit, plug-in hibrit, Reev (Range Extended Electric Vehicle), BEV (Battery Electric Vehicle) ve FCV (Fuel Cell Vehicle) olarak 5 ana kategoride toplarsak, hibrit modeller mevcutta en yaygın olanları diyebiliriz. Ülkemizde üretilmesinin de verdiği destek ile yollarda sıkça görmeye alıştığımız Toyota C-HR’da bu hibrit araçların en önemli temsilcilerinden birisi.
Dış Tasarım:
Satışa sunulduğu 2016 yılında çizgi dışı tasarımı ile oldukça büyük beğeni kazanımış olan C-HR, yenilenen yüzü ile bu başarılı tasarıma ufak düzeltmelere kavuşmuş. Açıkçası makyajlı ve makyajsız modelleri yan yana koymadığınız sürece farklılığını anlamanız da oldukça zor. Ön bölümde yenilenen tampon tasarımı ve farlar, aracın ana hatlarını değiştirmezken daha teknolojik bir görüntü sunmayı başarmış. Tavanın arka bölüme doğru alçalan görüntüsü sportiflik hissini desteklerken arka kapının üst kısmına yerleştirilen kapı açma kolları da, ilk satışa sunulduğundan beri C-HR’ın sıra dışılığını temsil etmeye devam ediyor. Dış tasarımında en büyük değişiklik ise arka stoplarda. Boyutsal olarak herhangi bir değişikliğe uğramayan arka stoplar, led teknolojisinin de desteğiyle daha modern bir görüntüye kavuşmuş. Genel olarak C-HR’ın dış tasarımı, teknolojik görüntüsünü koruyarak hedef kitlesinin ilgisini çekmeye devam edecektir.
İç Tasarım:
Toyota C-HR’ın dış görünümünde olduğu gibi, iç bölümünde de köklü bir değişiklik olmadığını belirtebiliriz. Modelin satış başlangıcından beri beğeni toplamayı başaran iç tasarım aynen korunurken sadece orta bölümdeki multimedya ekranında bir değişiklik yapılmış. Bu değişiklik ile, benim gibi konservatif sürücüleri mutlu edecek bir ses düğmesi de ekranın sol alt kısmına yerleştirilmiş. Yeni ekranın çevresindeki kısayollar yardımıya istediğiniz menüye hızlıca ulaşabiliyorsunuz ve menülerin kullanımı da oldukça kolay. Genel olarak iç mekanda kullanılan malzemelerin kalitesi oldukça iyi bir seviyede. O nedenle de bu başarılı çigi aynen korunmuş. C-HR ile ilgili söylenebilecek tek negatif yorum da ses izolasyonu ile ilgili. İç mekadaki işçilik detayları ve kullanılan malzemeler ile size üst segment bir sürüş hissi sunsa da yeni C-HR, yol ve motor sesini biraz fazla hissettiriyor.
Performans:
Test aracını kullandığım sürede çevremden en çok hibrit motor ile ilgili soru aldığım için, genel olarak hibrit modellerin kullanımı hakkında herkesin aklında çok fazla soru işareti olduğunu farkettim. O nedenle de sürüş ile ilgili bölümleri detaylıca açıklayacağım.
Toyota’nın hibrit sistemi, birbirinden bağımsız çalışabilen bir benzinli ve bir elektrikli motordan oluşuyor. Elektrikli motor, düşük hızarda ve daha fazla güce ihtiyaç duyulduğunda devreye girerken, yüksek hızlarda çoğunlukla benzin motorunu kullanıyor. Kullanım sırasında C-HR, bu motor geçişlerini size hiç hissettirmeden yapıyor. Otomobili ilk çalıştırdığınızda, hibrit aküleri yeteri kadar dolu ise benzinli motor çalışmıyor ve otopark içindeki manevraları elektrik motoruyla yapıyorsunuz. Ayrıca vites kolunun yanındaki EV mode düğmesine basıldığında sistem, hibrit akülerinin seviyesi düşünceye kadar, düşük hızda tam elektrikli kullanım olanağı sunuyor. Aracın kullanım klavuzuna göre EV modu, düşük emisyon ihtiyacı olan kapalı garajlarda veya sessiz parketmeniz gereken durumlar için eklenmiş. Eğer sistemin çalışma hızının üzerine çıkılır veya hibrit aküleri kritik seviyenin altına düşerse sistem otomatik olarak normal moda geçiyor.
Şehir içinde, tıkalı trafikte dur-kalk yaparken, aküler boşalıncaya kadar elektrik motoruyla ilerleyebiliyorsunuz. Yani sabah köprü trafiğine girdiğinizde elektrik motoru sizi köprüye kadar ulaştırıyor. Bu süreçte eğer akülerin seviyesi düşerse, benzin motoru çalışarak aküleri yeniden şarj ediyor. Bu süratlerde benzin motoru çalışmaya devam ederken yine ilk hareketi elektrik motoruyla yapıyorsunuz. Akülerin seviyesi normale döndüğünde de benzin motoru devreden çıkarak mutlak sessizlikteki sürüşünüze devam ediyorsunuz.
Trafiğin açık olduğu durumda ise benzinli motor hem aküleri şarj etmek, hem de aracı ilerletmek üzere çalışmaya başlıyor. Bu durumda hızlanmak için gaza bastığınızda anlık olarak elektrik motoru da devreye girerek benzinli motora destek oluyor, yavaşladığınız sırada da aküleri şarj etmeye devam ediyor. Tüm bu güç dağılımını da ortadaki bilgi ekranından anlık olarak takip edebiliyorsunuz.
Peki bu kadar gelişmiş bir sistem size nasıl bir yakıt tüketimi sunuyor? Öncelikle şunu söylemeliyim, C-HR’ın yakıt tüketimi, alıştığınız gibi uzun yolda düşük, şehir içinde yüksek gerçekleşmiyor. C-HR’ın şehir dışında düşük olan yakıt tüketimi şehir içinde çok daha düşük. Özellikle elektrik motoru ile ilerlemeye alıştığınızda tüketim değerlerini çok düşük seviyelere taşıyabiliyorsunuz. İlk gününde ortalama 5lt/100km ile kullandığım aracı, aynı parkurda 3. günün sonunda 4.2lt/100km ile kullanmayı başardım. Hibrit bir motorun verimli kullanımına alıştığınızda bu değerlerin de altına rahatlıkla inilebileceğinizi söyleyebiliriz. Aynı kullanım güzergahını, benzer özelliklere sahip dizel araçlar ile de 5-6lt/100km aralığında kullandığımı göz önüne alırsak C-HR’ın gerçekten ekonomik olduğunu söyleyebiliriz. Tabi hepsinden de önemilisi, dizel bir araç yerine C-HR’ı tercih ederek çevreyi çok daha az kirletmiş oluyorsunuz.
Özetle, satışa sunulduğundan beri dikkat çeken tasarımı ve gelişmiş motor teknolojisi ile öne çıkan C-HR Hybrid, yenilenen özellikleri de formunu korumayı başarmış. Toyota markasının güvencesi ve Hibrit seçeneğini de göz önüne alırsanız C-HR’ın sizi oldukça mutlu edeceğini söyleyebiliriz.
Yazı: Sertuğ Deringöl
Fotoğraflar: Mehmet Erel