Otomotiv Distribütörleri Derneği ODD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu, ODD Genel Koordinatörü Hayri Erce’nin sunumu ile Zoom üzerinden otomobil medyası ile gerçekleştirdiği online basın toplantısında Covid-19 salgın sürecinin sektöre etkilerini ve ileriye dönük tahminlerini paylaştı.
İşte Ali Bilaloğlu’nun tam sunum metni…
“Koronavirüs salgını nedeniyle eşi benzeri daha önce görülmemiş günler yaşamaya devam ediyoruz. Bu salgından sadece sağlık açısından değil, sosyolojik ve ekonomik anlamda da etkileniyoruz ve etkilenmeye devam edeceğiz.
Koronanın etkilerini öngörebilmek için öncelikle sosyolojik ve ekonomik tahribatı ölçebilmemiz gerekir. Salgının ve ulusal ve uluslararası alınmış korunma kalkanlarının devam ettiği sürece tahribatı da devam etmekte. Umarım çok uzak olmayan bir süre zarfında – adım adım da olsa – değerini artık daha iyi anladığımız hayatımıza döneriz. Açıkçası benim şahsi görüşüm otomotiv sektörü yaşadıklarından sonra tedarik zincirlerindeki hassasiyeti ve kırılganlığı azaltmak için harekete geçecek.
Neticede bu tarz salgınların çıktığı jeo politik bölgeler belli. Oralardaki mesafelerden dolayı lojistik zorluklar da ortada. Bu tarz bir çöküntüyü bir daha yaşamamak için sektörümüz – özellikle global faaliyette bulunan üreticiler – çözümler arayacaktır. İşte tam bu noktada ülkemizin – geçmiş yıllarda hep paylaştığımız ve hepinizin bildiği – avantajlar güzel ülkemizi olumlu anlamda ayrıştıracaktır.
Dünyada üretim üslerinin yerlerinde değişiklikler olması mümkün. Uzak doğudan üretimini başka ülkelere kaydırmak isteyen şirketler yatırımlarını kaydırırken kendi ülke menfaatlerinin yanı sıra elbette üretim maliyetlerine de önem veriyor olacak. Ayrıca eğitimli insan gücü ve verimlilik konusunu da göz önünde bulunduracaklar. Ülkemiz bu anlamda her zaman olduğu gibi hem insan kaynağı hem de lojistik açısından avantaja sahip.
Dünyada otomotivde söz sahibi ülkelerin iç pazarlarının da güçlü olduğunu görüyoruz. İç pazarın güçlenmesi ve ülkemiz otomotiv ekosisteminin canlanabilmesi adına tüketim dinamiklerinin hayata geçirilmesi çok daha büyük önem kazanıyor.
Bu dinamiklerin harekete geçmesi için ODD olarak, ÖTV indirimi gibi, hurda indirimi gibi yapısal değişimlere şu an ihtiyacımız olduğunu ifade ediyoruz.
- Otomobilden alınan Özel Tüketim Vergisinde yeni bir reforma ihtiyaç var. ÖTV’nin çevreye duyarlı ve çağa ayak uyduracak biçimde düzenlenmesi gerekiyor. ÖTV’nin yapısı, omurgası, Türkiye Gümrük Birliği’ne girdiğinden bu yana değişmedi. Elbette bu süreçte adaptasyonlar yapıldı ama omurgası hiç değişmedi. Ama bugün aradan neredeyse 30 yıl geçti. O gün, ne elektrikli otomobiller, ne hybrid araçlar ne bugünkü çevre duyarlılığı söz konusu değildi.
- İkinci olarak 2019 yılında sona eren hurda teşvikinin daha geniş kapsamlı hayata geçmesi. Türkiye’nin araç parkının yaklaşık yüzde 50’si 10 yaş üstü araçlardan oluşuyor. Bunların çevreye zararı, aktif/pasif güvenliğe zararı, hatta cari açığa zararı düşünüldüğünde, bu konu da yapısal anlamda iyileşmesi gereken bir sistem.
- Bir diğer konu KKDF. İthalat işlemlerinden alınmakta olan %6 oranındaki KKDF’nin, Dünyada ve Ülkemizde yaşanmakta olan pandemi ve bunun yol açtığı nakit sıkışıklığını rahatlatma amacıyla 12 aylık bir süre için kaldırılmasına ihtiyaç var.
- Sektörümüz çok sayıda regülasyona tabi. Özellikle gümrük süreçlerini kolaylaştıracak, kamuya yapılan çok sayıda bildirim ve beyan süreçlerini kolaylaştıracak düzenlemelerde esneklik sağlanması da sürecin atlatılmasına yardımcı olacaktır.
Tabii, bu sürecin yaratacağı ekonomik hasarın toparlanması öncelikle öz sermaye kayıplarının restorasyonunu gerektirir. Bu durumda tüm iş süreçleri yeniden gözden geçirilecek, tüketici hassasiyetleri ve beklentileri anlaşılmaya çalışılacak, verimlilik artışı için çabalar ön plana çıkacaktır. Yeni yatırımların ertelenmesi söz konusu olabilir. Sürdürülebilir şirket olma becerisi bu dönemde kritik önemde olacaktır.
Tüketici hassasiyeti ve beklentilerine de değinecek olursak, “Yeni normal” düzende, konunun uzmanları insanların temel talep ve ihtiyaçlarının çok değişim göstermeyeceğinde hem fikir. Ancak, belirttiğim gibi iş yapış modelleri ve süreçleri büyük değişim kaydediyor kaydetmeye de devam edecek. Sektörümüze yansımasına bakacak olursak, satıştan servise giderek artan dijital hizmet çeşitliliği, bireysel mobilite isteğiyle birlikte artan araç sahipliği, buna ters oranda azalması beklenen araç paylaşım uygulamaları ve yatırım maliyeti nedeniyle ötelenecek elektrifikasyonun yaygınlaşması diyebiliriz.”